Cezaevlerinde Yoğunluk Bitmiyor: Tahliyelere Rağmen Hapishaneler Kapasitesinin Üzerinde

Türkiye genelinde son yıllarda artan mahkum sayısı ve adalet sisteminde yapılan düzenlemelere rağmen cezaevlerinde yaşanan yoğunluk devam ediyor. Özellikle son dönemde infaz düzenlemeleri ve denetimli serbestlik uygulamaları kapsamında binlerce mahkum tahliye edilmiş olsa da, hapishaneler hâlâ kapasite sınırlarının üzerinde çalışıyor.

Adalet Bakanlığı’nın güncel verilerine göre, ülke genelindeki cezaevlerinde toplam kapasite yaklaşık 290 bin kişi ile sınırlıyken, fiili mahkum sayısı bu sayının üzerinde seyrediyor. Her ne kadar 2024 ve 2025 yıllarında yapılan kısmi af ve infaz indirimleriyle bazı cezaevlerinde geçici rahatlama yaşanmış olsa da, suç oranlarının artışı ve yargı süreçlerinin hızlanması, boşalan yerlerin kısa sürede yeniden dolmasına neden oldu.

Cezaevi çalışanları ve insan hakları örgütleri, özellikle kalabalık koğuşlarda mahkumların temel ihtiyaçlara erişimde zorlandığını belirtiyor. Bazı cezaevlerinde üç kişilik koğuşlarda sekiz kişinin kaldığı, mahkumların dönüşümlü uyumak zorunda kaldığı rapor ediliyor.

Uzmanlara göre mevcut sistem yalnızca mahkum sayısını yönetmeye odaklı çalışıyor ve rehabilitasyon, eğitim, sosyal destek gibi önemli alanlar ihmal ediliyor. Ceza hukukçusu Dr. Hakan Yalçın’a göre, “Tahliye ile boşalan yerlerin hızla yeniden dolması, sorunun yapısal olduğunu ve yüzeysel çözümlerle giderilemeyeceğini açıkça gösteriyor.”

Cezaevlerinde yaşanan bu yoğunluk, sadece mahkumlar açısından değil, aynı zamanda personel açısından da ciddi bir yük oluşturuyor. Gardiyan sayılarının yetersizliği, vardiya sürelerinin uzaması ve artan iş yükü, çalışanların psikolojik sağlığını da olumsuz etkiliyor.

Adalet Sisteminde Reform Çağrısı

Kamuoyunda artan baskılar ve insan hakları kuruluşlarının raporları, cezaevleriyle ilgili yapısal reform taleplerini gündeme taşıdı. Uzmanlar; ceza adaleti sisteminde alternatif yaptırımların, elektronik kelepçe uygulamalarının, sosyal iyileştirme projelerinin ve özellikle bağımlılık, ruh sağlığı gibi alanlarda rehabilitasyonun yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor.

Yorum gönder